آخـــر الـــمـــشـــاركــــات

+ الرد على الموضوع
النتائج 1 إلى 2 من 2

الموضوع: ترجمة من العربي إلى التركي حياة الإمام محمد عبدالحي اللّكنوي بقلم الإمام

  1. #1
    أستاذ بارز الصورة الرمزية نظام الدين إبراهيم أوغلو
    تاريخ التسجيل
    23/09/2007
    العمر
    68
    المشاركات
    661
    معدل تقييم المستوى
    17

    افتراضي ترجمة من العربي إلى التركي حياة الإمام محمد عبدالحي اللّكنوي بقلم الإمام

    القسم الأوّل من

    ترجمة حياة الإمام محمد عبد الحي اللّكنوي من العربية إلى التركية للأستاذ نظام الدّين إبراهيم أوغلو عن مقالة كتبها

    Kendi Kaleminden

    İMAM LEKNEVÎ, HAYATI VE ESERLERİ *


    Trc. Nizameddin İbrahimoğlu**

    Merhum, “en-Nâfi‘u’l-kebîr” adlı kitabın 24. sayfasında diyor ki: “Bu risalemin sonuna, önder imamların izinden giderek ve hayırla tamamlanmasını dileyerek kendi hayatımla ilgili bilgileri özet olarak koydum. Nitekim önceki büyük alimler, değerli şahsiyetlerin biyografilerini verdikleri eserlerinde kendi hayat hikayelerini de kaydetmişlerdir. Öncekilere göre kayda değer birisi olmasam da Allah’ın yardımıyla “el-Câmi‘u’s-sağîr” kitabının haşiyesini yazınca, ben de bu eser üzerinde çalışma yapanlar grubuna dahil oldum. Bunun yanı sıra onlardan biri olmadığım halde onlarla birlikte olmak arzusuyla hayat hikâyemin onların hayat hikayelerinin ardından yazılmasını uygun buldum. Burada biyografimi ancak özet olarak verebildim. Tafsilatlı olarak ele alma işini üzerinde çalışmakta olduğum “Terâcimü’l-Hanefiyye” kitabına bıraktım.”
    Leknevî “et-Ta‘lîku’l-mümecced” mukaddimesinin 27. sayfasında diyor ki: Bu, şu kağıtları bir araya getiren zayıf kulun hayat hikayesidir. Beni tanımayanlar ve benden sonrakiler için tanıtıcı ve hatırlatıcı bilgi olsun diye zikrediyorum. Bu sayede, güzel bir son, dünya ve ahiret iyiliği dileyerek benim için dua ederler. İmam Muhammed’in Hanefi fıkhına ait “el-Câmi‘u’s-sağîr” kitabına “en-Nâfi‘u’l-kebîr limen yutâli‘u’l-Câmi‘a’s-sağîr” adıyla yazdığım haşiyenin mukaddimesinde, bu eserin şarihlerinin biyografilerini zikrettikten sonra, onlardan biri olmadığım halde, Rabbimin beni onlarla haşretmesi arzusuyla kendimle ilgili bir kısım bilgiye yer verdim. Bu hususun ayrıntılarını şu anda yazmaya çalıştığım “Terâcimu ‘ulemâi’l-Hind” adlı kitabıma bıraktım. Allah bitirmeyi nasip etsin. Rabbimin, beni bahsettiğimiz şarihler topluluğu arasında haşretmesi, dünya ve ahirette hadis alimleri sınıfına katması ve herkesin önderleri ile çağırıldığı gün onlarla birlikte çağırması dileği ile, burada ne anlamı bozacak kadar kısa, ne de usandıracak kadar uzun olmaksızın kendi hayat hikayemi sunuyorum.”
    “Mukaddimetü’l-Hidâye” kitabının 41. sayfasında, hayat hikayesinin girişinde yukarıdakilerin dışına çıkmaksızın, bu eserinde ve adı geçen kitaplarında der ki: Ben, güçlü Rabbinin rahmetini dileyen bir kulum. Künyem Ebu’l-Hasenât’tır. Buluğ çağına geldiğimde babam bana bu künyeyi taktı. Adım, Abdu’l-Hayy’dır. Allah benim açık-gizli bütün günahlarımı bağışlasın. Babam adımı, doğumumdan yedi gün sonra koydu. Babam, Banda şehrinde, “en-Nüvvâb zi’l-fikâri’d-devle” okulunda öğretmen iken, salı günü, 26-Zilka‘de 1264 tarihinde doğmuşum.
    Bana bu ismi verdiğinde, bâzı nüktedan kişiler ona şöyle dediler: “İsminizden olumsuzluk edatını düşürmüşsünüz.” Bu, ömrümün uzun, amelimin iyi olacağı ile ilgili hoş bir öngörü oldu.Yüce Allah’tan dileğim, bu iyimser öngörüyü kabul edip, adımda muzafun ileyh olan mübarek ismi “Hayy” hürmetine, bana kıyamet günü hoşnut olacağı, güzel işlerle geçen, uzun bir ömür ihsan eylemesidir.
    Babam, Mevlana Muhammed Abdulhalîm, birçok meşhur kitabın ve üstün vasıfların sahibidir. Hint, Arap ve Acem seçkinleri onunla övünürlerdi. İdeal ilim adamları onu referans alırdı. Eserler yazmada ve bilim adamı yetiştirmede çağdaşlarına ve seleflerine üstünlük sağlamış, eserlerinin mazhar olduğu hüsnü kabul ile de üstünlüğünü parlak bir şekilde ortaya koymuştu. O, Peygamber’in hicretinden 1285 yıl sonra vefat etti. Soyu, şu şekilde peygamberin (s.a.v) sahabesi Ebu Eyyub el-Ensârî Efendimize kadar gider: Mevlana Muhammed Abdulhalîm b. Mevlana Muhammed Emînullah b. Mevlana Muhammed Ekber b. el-Müftî Ahmed Ebi’r-Rahîm b. el-Müftî Muhammed Yakub b. Mevlana Abdulazîz b. Mevlana Muhammed Sa‘îd b. Mullâ Kutbuddîn eş-Şehîd es-Sihâlevî.
    Ve bu konuyu merhum babamın biyografisini yazdığım “Hasretü’l-‘âlem bi vefâti merci‘i’l-‘âlem” adını taşıyan risalemde zikrettim. Bir çok dedelerimin ve dostlarımın biyografilerini de “İnbâü’l-hullân bi enbâi ‘ulemâi Hindistân” adlı risalemde geniş bir şekilde anlattım. Oraya müracaat edebilirsiniz.
    Dedelerimden biri Mübarek Medine Şehrinden Herât’a, oradan Lahor’a, sonra Dihlî’ye, oradan da Leknev kasabalarından biri olan ve el-Kutbü’ş-Şehîd’in kabrinin bulunduğu Sihâli’ye göçmüş. Onun çocukları Leknev’e giderek “Frengi Mahal” ismi verilen bir mahalleye yerleşmişler. (Leknev لَكْنْو- Lâmîn Fethâ’sı, Kâfın cezmi, Nunun Fethâ’sı ve Vavın Cezmi ile yazılır, bazen de Nundan sonra Ötre’li hemze ilave edilebilir. Cezimli Kâftan sonra, Cezim’li Hâ ilavesiyle yazıldığı da vakidir.) Leknev, Hindistandaki büyük ve seçkin şehirlerden sayılır. Onları oraya Sultan Örnîk Zîb Alemgîr yönlendirdi. Allah onun kabrini nurlandırsın. Bu mahallenin, Frengi Mahal adıyla tanınma nedeni, oraya eskiden bir Hıristiyan tüccarın yerleşmiş olmasıdır.
    Bu mahalle, şu ana kadar alimler, evliyalar ve sâlihlerle dolup taşmaktadır. Hepsi de el-Kutbü’ş-Şehîd’in şu dört evladının torunlarıdır: Molla Muhammed Es‘ad, Molla Muhammed Sa‘îd, alimlerin şahı, ilimler deryası Mevlana Abdu’l-‘Alî’nin babası Molla Nizâmuddîn ve Molla Muhammed Rıza. Allah hepsine rahmet eylesin. Bunların hepsi, Dihli şerhrinde medfun, evliyalar sultanı merhum Nizamuddîn’in, Kutb’un dedelerinden biri için yaptığı ve ilmin onun neslinde kesintisiz olarak devam etmesini dileyen duasının yanısıra, bir abdalın Kutb için yaptığı benzer bir duanın bereketiyle hasıl olmuştur.
    Beş yaşımda iken Kur’ân-ı Kerîm’in ezberine başladım. Çocukluğumdan beri bana ezber yeteneği ihsan edildi. O kadar ki, bütün olayları apaçık hatırlıyorum. Fatiha Suresinin takrib üzere kıraatini beş yaşında iken nasıl ezberlediğimi, hatta üç yaşında iken aldığım bir darbeyi de hatırlıyorum.
    Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemeye Hâfız Kâsım Ali el-Leknevî’nin yanında başladım. Ancak ‘Amme cüzünü bitirmeden babam beni annemle birlikte Çonfur kasabasına götürdü ve orada Kur’ân’ı Forb şehrinden Hafız İbrahim’in yanında okudum. On yaşımda hafızlığımı tamamlayana kadar babamdan da Kur’ân okumaya devam ettim. Ve adet olduğu üzere terâvih namazlarını kıldırdım. Bütün bunlar babamın Çonfur’da, o esnada şehrin yöneticisi olan merhum el-Hâc İmam Bahş’ın medresesinde hocalık yaptığı yıllarda oldu.
    Hâfızlığım döneminde babamdan bâzı Farsça kitaplar, kompozisyon, hat vb. konuları da gereği kadar okudum.
    On bir yaşıma girdiğimde Çonfur’da merhum babam orada öğretmen iken, onun yanında çeşitli ilim dallarını tahsil etmeye başladım. “Mîzânü-s-sarf”tan “Beyzâvî’ye kadar, el-Kadîme, en-Nefîsî’yi ve eş- Şemsü’l-bâzigâ’yı ve bunun gibi Hadis, Tefsir, Fıkıh ve Usul ile ilgili ilmi kitapları okudum.
    On yedi yaşıma gelinceye kadar yaşadığım şehirden Haydarabad’a ve Haydarabad’dan Mekke ve Medine’ye yaptığım iki seyahat nedeniyle tahsilim ve mezuniyetim esnasında meydana gelen kesinti ve boşluklar dışında sürekli okuyarak, resmi müfredatta yer alan Sarf, Nahiv, Meâni, Beyân, Mantık, Hikmet, Tıp, Fıkıh, Usulü’l-fıkh, İlmü’l kelâm, Hadis, Tefsir ve diğer derslerin kitaplarını okumayı bitirdim.
    Ben fen ilimlerindeki birkaç kitap dışında başkalarından hiçbir şey okumadım, bunları da babam vefat ettikten sonra, Muharrem-1290 tarihinde, Benars şehrinde vefat eden hocası ve dayısı olan merhum Mevlana Muhammed Ni‘metullah b. el-Merhum Mevlana Nurullah’tan okudum.
    Hesap ilmini, babamın en iyi öğrencilerinden ve en yakın dostlarından, hem babamın hem de benim seyahatte ve ikamet halinde yoldaşımız olan el-Mevlevî Muhammed Hâdim Hüseyin el-Muzâffer Burî’l-‘Azîm Âbâdî’den öğrendim.
    Allah Teâlâ gençliğimin baharında hatta çocukluğumdan beri kalbimi hocalık ve yazarlık sevgisiyle doldurdu. Bir kitabı okuduktan sonra, muhakkak onu öğrencilerime de okuturdum. Böylece, Allah’ın yardımıyla, bütün ilimlerde tam bir kabiliyet sahibi oldum. Artık hangi ilim, hangi kitap olursa olsun, benim için zorluk teşkil etmiyordu. Hatta Tûsî’nin “Şerhü’l-İşârât”ı, “el-Ufku’l-mübîn” “Kânûnu’t-tıbb” ve “Resâilü’l-‘arûz” gibi hocalardan okumamış olduğum kitapları bile okuttum.
    İlim talibi öğrencilerim verdiğim derslerden çok memnun kaldılar. Fen ilimlerine gelince, sadece bir parça anatomi ile “Şerhu’l-Ceğmînî” yi hocadan henüz okumuştum ki, daha önce adı geçmiş olan, müsbet bilimlerin imamı ve araştırmacıların önderi babamın dayısı ve öğretmeni, Mevlana Muhammed Ni‘metullah’la birlikte olma şerefine nail oldum ve ondan 1288 yılında “Şerhu’l-Ceğmînî”yi, “Havaşi’l-Bircendî” den bazı konuları, İmamuddin er-Riyâdî’yi, el-Fasîh’i ve bunun gibi daha başka dersleri aldım. Ayrıca Tûsî’nîn“Risâletü’l-istırlab”ını, Seyyid’ın “Şerhü’t-Tezkire”sinin büyük bir kısmını, Hufrî’nin, Bircendî’nin aynı esere yazdıkları şerhleri, “et-Tuhfe”yi, “Şerhu’l-Bircendi” ile birlikte “Zeyc alğ beyk”i “Resâilü’l-eker,” “et-Testîh” ve daha başka eserleri de tam bir inceleme ile okudum. Öyle ki, Mevlana el-Memdûh dostlarının huzurunda benden övgüyle bahsederdi. Ben onun son öğrencisi oldum.
    O günlerde “et-Tezkire”, “et-Tecrîd” ve “Tahrîru Öklîdes” vb. kitapların yazarı, büyük düşünür Nâsiruddîn et-Tûsî’yi rüyamda gördüm ve ona bazı şeyler sordum. Bu bilimle uğraştığım için beni methetti, sanki bu bilimde kemâle ereceğimin müjdesini veriyormuşçasına sevinç ve mutluluk gösterdi, benim bu alanla ilgilenmeme de çok sevindi.
    Ders almaya başladığım andan itibaren, Allah ders verme ve eser yazma zevkini kalbime koydu. Ben de çeşitli alanlarda bir çok eser yazdım.
    Sarf alanında yazdıklarım şunlardır:
    1-“İmtihânü’t-talebe fi’s-siyaği’l-müşkile” ilk yazdığım kitaplardandır.
    2-“et-Tibyân fi şerhi’l-Mîzân” gençliğimde yazdım.
    3-“Tekmiletü’l-Mîzân.”
    4-“Şerhu ‘Tekmîletü’l-Mîzân.”
    5-Diğer bir risalenin ismi de “Çârgûl fî tasrîfi’s-siyağ” dır.
    Nahiv alanında yazdıklarım:
    6-“Hayru’l-kelâm fi tashîhi “Kelâmü’l-mulûk mulûkü’l-kelâm.”
    7-“İzâletü’l-cemd ‘an i‘râbi “el-Hâmdu li’l-lâhî ekmele’l-hamd.”
    Mantık ve Hikmet alanında yazdıklarım:
    8-Eskiden yaptığım yorum “Havâşî Ğulâm Yahyâ el-Bihârî.” Bu “el-Havâşî’z-zâhidiyye” ile ilgilidir; Bu da “er-Risâletü’l-kutbiyye” ile ilgililidir; Bu da “Hidâyetü’l-verâ ilâ livâi’l-Hüdâ” ile adını almıştır.
    9-Yeni yorumum “Misbâhu’d-dücâ fî livâi’l-Hüdâ.”
    10-Daha yeni olan yorumum “Nûru’l-hüdâ li hameleti livâi’l-Hüdâ” diye adlandırılmıştır.
    11-Ve dördüncü yorumum “ ‘Alemü’l-Hüdâ ” ile adlandırılmıştır.
    12-“Hallü’l-muğlak fî bahsi’l-mechûli’l-mutlak.”
    13-“el-Kelâmü’l-metîn fi tahrîri’l-berâhîn.” Bu da “Berahînü ibtâli’l-lâmütenâhî demektir.”
    14-“Müyessiru’l-‘asîr fî mebhasi’l-müsennât bi' t-tekrîr.”
    15-“el-İfâdetü’l-hatîra fî bahsi nisbeti süb‘u ‘ard şaîrâ.”
    16-“et-Ta‘lîku’l-acîb li halli hâşiyeti’l-celâli'd-devvânî li mantıki't-tehzîb.”
    17-“Tekmiletü hâşiyeti’l-vâlidi'l-merhûm ‘ala'n-nefîsî şerhi’l-mûcez.” Tıp konusunda.
    18-“Hâşiye ‘alâ şerhi Mullâ Celaluddîn ed-Devvânî li kitâbi Tehzîbi’l-mantık.”
    19-“Hâşiye ‘alâ şerhi Mîr Zâhid -Muhammed Zâhid el-Herevî- li kitâbi Tehzîbi’l-mantık.” Bir önceki gibi.
    20-Abdullah el-Yezdî’nin “Hâşiye ‘alâ Şerhi Tehzîbi’l-mantık”.
    Munazara alanında yazdıklarım:
    21-“el-Hediyyetü’l-muhtâriyye şerhu'r-Risâleti’l-‘Adudiyye.”
    22-“Hâşiye ‘alâ şerhi-ş-Şerîfiyye”, “er-Reşîdiyye.” adı ile meşhurdur .
    Târih alanında yazdıklarım:
    23-“Hasretü’l-‘âlem bi vefâti merci‘i’l-‘âlem” Rahmetli babamın hayat hikayesidir.
    24-“el-Fevâîdü’l-behiyye fî terâcîmi’l-Hanefiyye.”
    25-“et-Ta‘lîkâtü's-seniyye ‘ale’l-Fevâidi'l-behiyye.”
    26-“Mukaddimetü’l-Hidâye.”
    27-Ve “Müzeyyiletü'd-dirâye” ile adlandırılan ilave notlarıdır.
    28-“Mukaddimetü'l-Câmi‘i's-sağîr”,“en-Nâfi‘u’l-kebîr” ile adlandırılmıştır.
    29-“Mukaddimetü's-Si‘âye.”
    30-“Mukaddimetü't-Ta‘lîki’l-mümecced.”
    31-“Mukaddimetü ‘Umdeti-r-ri‘âye.” Bu son iki mûkaddime kitapta yer almasına rağmen, başka kitaplara benzemesinden dolayı ayrı ayrı zikredilmiştir.
    32-“Hayru'l-‘amel bi zikri terâcimi ‘ulemâi Ferenkî Mahal.”
    33-“en-Nasîbu’l-evfer fî terâcimi ‘ulemâi’l-mieti's-sâlisete ‘aşar.”
    34- Başka bir risâle de “Terâcimu's-sâbikîn min ‘ulemâi’l-Hind”, Bu üç gurubun hepsi “İnbâu’l-hûllân bi-inbâ’i-΄ulamâ’i Hindistan” ile adladırılmıştır. Şimdiye kadar da tamamlanmamıştır.
    35-“İbrâzü’l-ğayy fî şifâi’l-‘iyy.”
    36-“Tezkîretü'-r-râşid bi reddi tebsırati'n-nâkid.”
    37-“Tarbu’l-emâsîl bi terâcimi'l-efâdil.”
    38-“Risâle fi-r-rüa'l-menâmiyyeti'l-leti vaka‘at lî.”
    Fıkıh, Siyer, hadis ve başka alanında yazdıklarım:
    39-“el-Kavlü’l-eşref fi'l-fethi ‘ani'l-mushaf.”
    40-“el-Kavlü’l-menşûr fî hilâli hayri'ş-şuhûr.”
    41-“el-Kavlü’l-mensûr” ile adlandırılmış olan yorumu.
    42-“Zecru erbâbi'r-reyyân ‘an şurbi'd-duhân.” Bunu başka risalenin bir bölümü haline getirip aşağıdaki şekilde adlandırılarak.
    43-“Tervîhu’l-cinân bi teşrîhi hükmi'd-duhân.”
    44-“el-İnsâf fî hukmi’l-i‘tikâf.”
    45-“el-İfsâh ‘an hukmi şehâdeti'-l-mer'eti fi'r-rıdâ‘.”
    46-“Tuhfetü't-talebe fî hukmi mesh’i-r-rakabe.”
    47-“Tuhfetü’t-tekmile” ile adlandırılmış olan yorumu.
    48-“Sibâhatü’l-fikr fi'l-cehri bi'z-zikr.”
    49-“İhkâmü’l-kantara fî ahkâmi’l-besmele.”
    50-“Ğâyetü’l-mekâl fîmâ yete‘allaku bi'n-ni‘âl.”
    51-“Zaferu’l-enfâl” e ta΄lik.
    52-“el-Heyhese bi nakdi’l-vudû' bi'l-kahkaha.”
    53-“Hayru’l-haber bi ezâni hayri’l-beşer.”
    54-“Ref‘u's-sitr ‘an keyfiyyeti idhâli'l-meyyit ve tevcîhihî ile’l-kibleti fi'l-kabr.”
    55-“Vukûtü’l-muğtezîn bi fethi’l-muktedîn.”
    56-“İfâdetü’l-hayr fi'l-istiyâki bi sivâki’l-ğayr.”
    57-“et-Tahkîku’l-‘acîb fi't-tesvîb.”
    58-“el-Kelâmu’l-celîl fîmâ yete‘alleku bi'l-mendil.”
    59-“Tuhfetü’l-ahyâr fî ihyâi sünneti seyyidi'l-ebrâr.”
    60-“Nuhbetü’l-endâr” yorumu.
    61-“İkâmetü’l-hucce ‘alâ enne'l-iksâra fi't-te‘abbud leyse bi bid‘a.”
    62-“el-Kelâmü'l-mubrem fî nakdi’l-kavli’l-muhakkiki'l-muhkem.”
    63-“el-Kelâmü’l-mebrûr fî reddi'l-kavli’l-Mansûr.”
    64-“es-Sa‘yi'l-meşkûr fî reddi'l-mezhebi'l-me'sûr.” Bu son üç kitabı “Men hacce ve lem yezur kabre'n-Nebiyy” adlı kitaba ve dünyâ alimlerine iftirâ atanlara cevaben yazılmıştır.
    65-“Dâfi‘u’l-vesvâs fî eseri ibni ‘Abbâs.”
    66-“Hidâyetü’l-mu‘tedîn fî fethi'l-muktedîn.”
    67-“el-Âyâtü’l-beyyinât ‘alâ vucûdi’l-enbîyâ fi't-tabakât.” Bu sondan altı kitâp Hint dilinde yazılmıştır.
    68-“Hâşiyetü Şerhi’l-Vikâyeti's-suğrâ.” Bu da “Hüsnü’l-velâye bi halli Şerhi'l-Vikâye” adı ile adlandırılmıştır. Bu kitabı rahmetli babamdan ders gördüğüm esnada yazmıştım. Ve bu Şerhu’l-Vîkâye’nin eski haşiyesidir.
    69-“‘Umdetü'r-ri‘âye fî halli Şerhi’l-Vikâye.” Bu da üçüncü haşiyesidir.
    70-“el-Hâşiyetü’l-kubrâ li Şerhi’l-Vikâye.” Bu da üzerinde çalıştığımız “es-Si‘âye” adlı kitaptır ve bu kitap, kitaplarımın en önemlilerindendir. Bu kitapta detaylı olarak hükümleri delilleriyle ispat etmeye bağlı kaldım ve her konuda çeşitli mezheplerin dayanak aldıkları hadisleri zikrettim. Bir de bu meseleleri, aralarında tercihler yaparak cevap verilmesi gerekenlere cevap vererek, reddedilmesi gerekenlere reddiye yazarak anlattım, ayrıca makama uygun feri meseleleri de zikrettim. Şimdiye kadar ezân bölümünden cemaat faslına kadar, tahâret bölümünden de teyemmüm faslına kadar açıkladım. Kitap bölümleri yüze kadar ulaştı. Allah’tan, başlamamda yardımcı olduğu gibi, bitirmemde de kolaylık göstermesini dilerim (Kitap henüz bitmedi).
    71-“et-Ta‘lîku’l-mümecced ‘alâ Muvattai'l-İmâm Muhammed.”
    72-Cem‘u’l-ğurar fi'r-reddi ‘alâ Nesri'd-dürer.” Bu çalışmam, babamın ayın yarılması ile ilgili olan araştırmasına “Dihli eşrâflârından birinin yazdığı” bir reddiyeye cevap yazılmış ve “Nuzmu'd-dürer” olarak adlandırılmıştır.
    73-“Tuhfetü'n-nübelâ fî mâ yete‘allaku bi cemâ‘ati'n-nisâ.”
    74-“el-Felekü'd-devvâr fî rü'yeti'l-hilâl bi'n-nehâr.”
    75-“Zecrü'n-nâs ‘alâ inkâri eseri İbni‘Abbâs.”
    76-“el-Fulkü'l-meşhûn fî intifâ‘i'l-mürtehen bi'l-merhûn.”
    77-“el-Ecvibetü'l-fâdîle li'l-es'ileti'l-aşarati'l-kâmile.”
    78-“İmâmü’l-kelâm fîmâ yete‘allaku bi'l-kırâe halfe’l-imâm.”
    79-Ve hâşîyelerinden “Ğaysu’l-ğamâm ‘alâ havâşî imâmi’l-kelâm.”
    80-“Tedvîru’l-felek fî husûli’l-cemâ‘ati bi’l-cinni ve'l-melek.”
    81-“Nüzhetü’l-fikr fî sübhati’z-zikr.” Ve bu “Hediyyetü’l-ebrâr fî sübhati’l-ezkâr”ile adlandırılmıştır.
    82-“en-Nefha bi tahşiyeti'n-Nüzhe.” olarak adlandırılmış olan ta΄liki.
    83-“Âkâmu'n-nefâîs fî edâi'l-ezkâr.” Farsça yazılmıştır.
    84-“Nef‘u'l-müftî ve's-sâilü bi cem‘i müteferrikâti'l-mesâil.”
    85-“Mecmu‘atü’l-fetâvâ.” Üç büyük ciltten oluşuyor.
    86-“Hâşîye ‘alâ şerhi's-Seyyid-el-Cürcânî li's-Sirâcîyye fi'l-ferâiz.”
    87-“Red‘u’l-ihvân ‘an muhdesât âhiri cum‘ati Ramadân.”
    88-“el-Kavlül-câzim fî sukuti'l-haddi bi'n-nikâhi’l-mahârim.”
    89-Yukarıdaki eserin ta΄liki.
    90-“el-Letâifu’l-müstahsene” adlı "Mecmu‘tü hutabi's-sene ve'l-a‘yâd".
    91-“Hâşiye ‘ale’l-Hidâye.”
    92-“Zafaru’l-emanî fî şerhi'l-Muhtasari'l-mensûb li’l-Curcânî fi'l-mustalah.”
    93-“el-Asâru'l-merfû‘a fi'l-ahbâri'l-mevdû‘a.”
    94-“er-Ref‘u ve't-tekmîl fi'l-cerhi ve-t-ta‘dîl.”
    95-“Ta‘lîk ‘ale'l-Câmi‘is-sağîr.”
    96-“Şerhu sülâsiyyâti'l-Buhârî.”
    97-“Derku’l-meârib fî şe'ni Ebî Talib.” Henüz tamamlanmamıştır
    98-“Tuhfetü’l-emcâd bi zikri hayri’l-a‘dâd.” Henüz tamamlanmamıştır.
    Bunlar şimdiye kadar yazılan ve çoğu basılmış olan kitaplarımdır. Ve inşaallah, diğerleri de basılacaktır.
    Gerek yayımlanmamış, gerekse bitirilmemiş çeşitli ta΄lik ve kitaplarıma gelince, onların sayısı çoktur. Tamamlanmışların bitmesi için çalışıyorum. Allah’ın bana başlamamda olduğu gibi, bitirmemde de yardımcı olmasını dilerim.
    99-“el-Me‘ârif bimâ fî havâşî Şerhi'l-Mevâkif.”
    100-“Def‘u’l-kelâl ‘an tullâbi Ta‘lîkâti’l-kemâl ‘ale'l-Hevâşi'z-zâhidiyyeti'l-müte‘allika bi Şerhi't-Tehzib li'l-celâl.”
    101-“Ta‘lîku’l-hamâil ‘alâ Havâşi'z-zâhid ‘alâ Şerhi’l-Heyâkil.”
    102-“Hâşiyetü Bedî‘i'-l-mîzân.”
    103-“Tuhfetü's-sikât fî tefâdulu'l-luğât” isimli "Tafdîli'l-luğât ba‘duhâ ‘alâ ba‘d" risalesi.
    104-“Tabsirâtü’l-besâir fî ma‘rifeti’l-evâhir” adlı risale.
    105-“Terâcumi fudalâi’l-Hind” adlı risale.
    106-“el-Ehadîsu’l-muştehira” adlı risale.
    107-“ez-Zecr ‘ani’l-gıybe” adlı risale.


  2. #2
    أستاذ بارز الصورة الرمزية نظام الدين إبراهيم أوغلو
    تاريخ التسجيل
    23/09/2007
    العمر
    68
    المشاركات
    661
    معدل تقييم المستوى
    17

    افتراضي ترجمة من العربي إلى التركي حياة الإمام محمد عبدالحي اللّكنوي بقلم الإمام

    القسم الأوّل من

    ترجمة حياة الإمام محمد عبد الحي اللّكنوي من العربية إلى التركية للأستاذ نظام الدّين إبراهيم أوغلو عن مقالة كتبها

    Kendi Kaleminden

    İMAM LEKNEVÎ, HAYATI VE ESERLERİ *


    Trc. Nizameddin İbrahimoğlu**

    Merhum, “en-Nâfi‘u’l-kebîr” adlı kitabın 24. sayfasında diyor ki: “Bu risalemin sonuna, önder imamların izinden giderek ve hayırla tamamlanmasını dileyerek kendi hayatımla ilgili bilgileri özet olarak koydum. Nitekim önceki büyük alimler, değerli şahsiyetlerin biyografilerini verdikleri eserlerinde kendi hayat hikayelerini de kaydetmişlerdir. Öncekilere göre kayda değer birisi olmasam da Allah’ın yardımıyla “el-Câmi‘u’s-sağîr” kitabının haşiyesini yazınca, ben de bu eser üzerinde çalışma yapanlar grubuna dahil oldum. Bunun yanı sıra onlardan biri olmadığım halde onlarla birlikte olmak arzusuyla hayat hikâyemin onların hayat hikayelerinin ardından yazılmasını uygun buldum. Burada biyografimi ancak özet olarak verebildim. Tafsilatlı olarak ele alma işini üzerinde çalışmakta olduğum “Terâcimü’l-Hanefiyye” kitabına bıraktım.”
    Leknevî “et-Ta‘lîku’l-mümecced” mukaddimesinin 27. sayfasında diyor ki: Bu, şu kağıtları bir araya getiren zayıf kulun hayat hikayesidir. Beni tanımayanlar ve benden sonrakiler için tanıtıcı ve hatırlatıcı bilgi olsun diye zikrediyorum. Bu sayede, güzel bir son, dünya ve ahiret iyiliği dileyerek benim için dua ederler. İmam Muhammed’in Hanefi fıkhına ait “el-Câmi‘u’s-sağîr” kitabına “en-Nâfi‘u’l-kebîr limen yutâli‘u’l-Câmi‘a’s-sağîr” adıyla yazdığım haşiyenin mukaddimesinde, bu eserin şarihlerinin biyografilerini zikrettikten sonra, onlardan biri olmadığım halde, Rabbimin beni onlarla haşretmesi arzusuyla kendimle ilgili bir kısım bilgiye yer verdim. Bu hususun ayrıntılarını şu anda yazmaya çalıştığım “Terâcimu ‘ulemâi’l-Hind” adlı kitabıma bıraktım. Allah bitirmeyi nasip etsin. Rabbimin, beni bahsettiğimiz şarihler topluluğu arasında haşretmesi, dünya ve ahirette hadis alimleri sınıfına katması ve herkesin önderleri ile çağırıldığı gün onlarla birlikte çağırması dileği ile, burada ne anlamı bozacak kadar kısa, ne de usandıracak kadar uzun olmaksızın kendi hayat hikayemi sunuyorum.”
    “Mukaddimetü’l-Hidâye” kitabının 41. sayfasında, hayat hikayesinin girişinde yukarıdakilerin dışına çıkmaksızın, bu eserinde ve adı geçen kitaplarında der ki: Ben, güçlü Rabbinin rahmetini dileyen bir kulum. Künyem Ebu’l-Hasenât’tır. Buluğ çağına geldiğimde babam bana bu künyeyi taktı. Adım, Abdu’l-Hayy’dır. Allah benim açık-gizli bütün günahlarımı bağışlasın. Babam adımı, doğumumdan yedi gün sonra koydu. Babam, Banda şehrinde, “en-Nüvvâb zi’l-fikâri’d-devle” okulunda öğretmen iken, salı günü, 26-Zilka‘de 1264 tarihinde doğmuşum.
    Bana bu ismi verdiğinde, bâzı nüktedan kişiler ona şöyle dediler: “İsminizden olumsuzluk edatını düşürmüşsünüz.” Bu, ömrümün uzun, amelimin iyi olacağı ile ilgili hoş bir öngörü oldu.Yüce Allah’tan dileğim, bu iyimser öngörüyü kabul edip, adımda muzafun ileyh olan mübarek ismi “Hayy” hürmetine, bana kıyamet günü hoşnut olacağı, güzel işlerle geçen, uzun bir ömür ihsan eylemesidir.
    Babam, Mevlana Muhammed Abdulhalîm, birçok meşhur kitabın ve üstün vasıfların sahibidir. Hint, Arap ve Acem seçkinleri onunla övünürlerdi. İdeal ilim adamları onu referans alırdı. Eserler yazmada ve bilim adamı yetiştirmede çağdaşlarına ve seleflerine üstünlük sağlamış, eserlerinin mazhar olduğu hüsnü kabul ile de üstünlüğünü parlak bir şekilde ortaya koymuştu. O, Peygamber’in hicretinden 1285 yıl sonra vefat etti. Soyu, şu şekilde peygamberin (s.a.v) sahabesi Ebu Eyyub el-Ensârî Efendimize kadar gider: Mevlana Muhammed Abdulhalîm b. Mevlana Muhammed Emînullah b. Mevlana Muhammed Ekber b. el-Müftî Ahmed Ebi’r-Rahîm b. el-Müftî Muhammed Yakub b. Mevlana Abdulazîz b. Mevlana Muhammed Sa‘îd b. Mullâ Kutbuddîn eş-Şehîd es-Sihâlevî.
    Ve bu konuyu merhum babamın biyografisini yazdığım “Hasretü’l-‘âlem bi vefâti merci‘i’l-‘âlem” adını taşıyan risalemde zikrettim. Bir çok dedelerimin ve dostlarımın biyografilerini de “İnbâü’l-hullân bi enbâi ‘ulemâi Hindistân” adlı risalemde geniş bir şekilde anlattım. Oraya müracaat edebilirsiniz.
    Dedelerimden biri Mübarek Medine Şehrinden Herât’a, oradan Lahor’a, sonra Dihlî’ye, oradan da Leknev kasabalarından biri olan ve el-Kutbü’ş-Şehîd’in kabrinin bulunduğu Sihâli’ye göçmüş. Onun çocukları Leknev’e giderek “Frengi Mahal” ismi verilen bir mahalleye yerleşmişler. (Leknev لَكْنْو- Lâmîn Fethâ’sı, Kâfın cezmi, Nunun Fethâ’sı ve Vavın Cezmi ile yazılır, bazen de Nundan sonra Ötre’li hemze ilave edilebilir. Cezimli Kâftan sonra, Cezim’li Hâ ilavesiyle yazıldığı da vakidir.) Leknev, Hindistandaki büyük ve seçkin şehirlerden sayılır. Onları oraya Sultan Örnîk Zîb Alemgîr yönlendirdi. Allah onun kabrini nurlandırsın. Bu mahallenin, Frengi Mahal adıyla tanınma nedeni, oraya eskiden bir Hıristiyan tüccarın yerleşmiş olmasıdır.
    Bu mahalle, şu ana kadar alimler, evliyalar ve sâlihlerle dolup taşmaktadır. Hepsi de el-Kutbü’ş-Şehîd’in şu dört evladının torunlarıdır: Molla Muhammed Es‘ad, Molla Muhammed Sa‘îd, alimlerin şahı, ilimler deryası Mevlana Abdu’l-‘Alî’nin babası Molla Nizâmuddîn ve Molla Muhammed Rıza. Allah hepsine rahmet eylesin. Bunların hepsi, Dihli şerhrinde medfun, evliyalar sultanı merhum Nizamuddîn’in, Kutb’un dedelerinden biri için yaptığı ve ilmin onun neslinde kesintisiz olarak devam etmesini dileyen duasının yanısıra, bir abdalın Kutb için yaptığı benzer bir duanın bereketiyle hasıl olmuştur.
    Beş yaşımda iken Kur’ân-ı Kerîm’in ezberine başladım. Çocukluğumdan beri bana ezber yeteneği ihsan edildi. O kadar ki, bütün olayları apaçık hatırlıyorum. Fatiha Suresinin takrib üzere kıraatini beş yaşında iken nasıl ezberlediğimi, hatta üç yaşında iken aldığım bir darbeyi de hatırlıyorum.
    Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemeye Hâfız Kâsım Ali el-Leknevî’nin yanında başladım. Ancak ‘Amme cüzünü bitirmeden babam beni annemle birlikte Çonfur kasabasına götürdü ve orada Kur’ân’ı Forb şehrinden Hafız İbrahim’in yanında okudum. On yaşımda hafızlığımı tamamlayana kadar babamdan da Kur’ân okumaya devam ettim. Ve adet olduğu üzere terâvih namazlarını kıldırdım. Bütün bunlar babamın Çonfur’da, o esnada şehrin yöneticisi olan merhum el-Hâc İmam Bahş’ın medresesinde hocalık yaptığı yıllarda oldu.
    Hâfızlığım döneminde babamdan bâzı Farsça kitaplar, kompozisyon, hat vb. konuları da gereği kadar okudum.
    On bir yaşıma girdiğimde Çonfur’da merhum babam orada öğretmen iken, onun yanında çeşitli ilim dallarını tahsil etmeye başladım. “Mîzânü-s-sarf”tan “Beyzâvî’ye kadar, el-Kadîme, en-Nefîsî’yi ve eş- Şemsü’l-bâzigâ’yı ve bunun gibi Hadis, Tefsir, Fıkıh ve Usul ile ilgili ilmi kitapları okudum.
    On yedi yaşıma gelinceye kadar yaşadığım şehirden Haydarabad’a ve Haydarabad’dan Mekke ve Medine’ye yaptığım iki seyahat nedeniyle tahsilim ve mezuniyetim esnasında meydana gelen kesinti ve boşluklar dışında sürekli okuyarak, resmi müfredatta yer alan Sarf, Nahiv, Meâni, Beyân, Mantık, Hikmet, Tıp, Fıkıh, Usulü’l-fıkh, İlmü’l kelâm, Hadis, Tefsir ve diğer derslerin kitaplarını okumayı bitirdim.
    Ben fen ilimlerindeki birkaç kitap dışında başkalarından hiçbir şey okumadım, bunları da babam vefat ettikten sonra, Muharrem-1290 tarihinde, Benars şehrinde vefat eden hocası ve dayısı olan merhum Mevlana Muhammed Ni‘metullah b. el-Merhum Mevlana Nurullah’tan okudum.
    Hesap ilmini, babamın en iyi öğrencilerinden ve en yakın dostlarından, hem babamın hem de benim seyahatte ve ikamet halinde yoldaşımız olan el-Mevlevî Muhammed Hâdim Hüseyin el-Muzâffer Burî’l-‘Azîm Âbâdî’den öğrendim.
    Allah Teâlâ gençliğimin baharında hatta çocukluğumdan beri kalbimi hocalık ve yazarlık sevgisiyle doldurdu. Bir kitabı okuduktan sonra, muhakkak onu öğrencilerime de okuturdum. Böylece, Allah’ın yardımıyla, bütün ilimlerde tam bir kabiliyet sahibi oldum. Artık hangi ilim, hangi kitap olursa olsun, benim için zorluk teşkil etmiyordu. Hatta Tûsî’nin “Şerhü’l-İşârât”ı, “el-Ufku’l-mübîn” “Kânûnu’t-tıbb” ve “Resâilü’l-‘arûz” gibi hocalardan okumamış olduğum kitapları bile okuttum.
    İlim talibi öğrencilerim verdiğim derslerden çok memnun kaldılar. Fen ilimlerine gelince, sadece bir parça anatomi ile “Şerhu’l-Ceğmînî” yi hocadan henüz okumuştum ki, daha önce adı geçmiş olan, müsbet bilimlerin imamı ve araştırmacıların önderi babamın dayısı ve öğretmeni, Mevlana Muhammed Ni‘metullah’la birlikte olma şerefine nail oldum ve ondan 1288 yılında “Şerhu’l-Ceğmînî”yi, “Havaşi’l-Bircendî” den bazı konuları, İmamuddin er-Riyâdî’yi, el-Fasîh’i ve bunun gibi daha başka dersleri aldım. Ayrıca Tûsî’nîn“Risâletü’l-istırlab”ını, Seyyid’ın “Şerhü’t-Tezkire”sinin büyük bir kısmını, Hufrî’nin, Bircendî’nin aynı esere yazdıkları şerhleri, “et-Tuhfe”yi, “Şerhu’l-Bircendi” ile birlikte “Zeyc alğ beyk”i “Resâilü’l-eker,” “et-Testîh” ve daha başka eserleri de tam bir inceleme ile okudum. Öyle ki, Mevlana el-Memdûh dostlarının huzurunda benden övgüyle bahsederdi. Ben onun son öğrencisi oldum.
    O günlerde “et-Tezkire”, “et-Tecrîd” ve “Tahrîru Öklîdes” vb. kitapların yazarı, büyük düşünür Nâsiruddîn et-Tûsî’yi rüyamda gördüm ve ona bazı şeyler sordum. Bu bilimle uğraştığım için beni methetti, sanki bu bilimde kemâle ereceğimin müjdesini veriyormuşçasına sevinç ve mutluluk gösterdi, benim bu alanla ilgilenmeme de çok sevindi.
    Ders almaya başladığım andan itibaren, Allah ders verme ve eser yazma zevkini kalbime koydu. Ben de çeşitli alanlarda bir çok eser yazdım.
    Sarf alanında yazdıklarım şunlardır:
    1-“İmtihânü’t-talebe fi’s-siyaği’l-müşkile” ilk yazdığım kitaplardandır.
    2-“et-Tibyân fi şerhi’l-Mîzân” gençliğimde yazdım.
    3-“Tekmiletü’l-Mîzân.”
    4-“Şerhu ‘Tekmîletü’l-Mîzân.”
    5-Diğer bir risalenin ismi de “Çârgûl fî tasrîfi’s-siyağ” dır.
    Nahiv alanında yazdıklarım:
    6-“Hayru’l-kelâm fi tashîhi “Kelâmü’l-mulûk mulûkü’l-kelâm.”
    7-“İzâletü’l-cemd ‘an i‘râbi “el-Hâmdu li’l-lâhî ekmele’l-hamd.”
    Mantık ve Hikmet alanında yazdıklarım:
    8-Eskiden yaptığım yorum “Havâşî Ğulâm Yahyâ el-Bihârî.” Bu “el-Havâşî’z-zâhidiyye” ile ilgilidir; Bu da “er-Risâletü’l-kutbiyye” ile ilgililidir; Bu da “Hidâyetü’l-verâ ilâ livâi’l-Hüdâ” ile adını almıştır.
    9-Yeni yorumum “Misbâhu’d-dücâ fî livâi’l-Hüdâ.”
    10-Daha yeni olan yorumum “Nûru’l-hüdâ li hameleti livâi’l-Hüdâ” diye adlandırılmıştır.
    11-Ve dördüncü yorumum “ ‘Alemü’l-Hüdâ ” ile adlandırılmıştır.
    12-“Hallü’l-muğlak fî bahsi’l-mechûli’l-mutlak.”
    13-“el-Kelâmü’l-metîn fi tahrîri’l-berâhîn.” Bu da “Berahînü ibtâli’l-lâmütenâhî demektir.”
    14-“Müyessiru’l-‘asîr fî mebhasi’l-müsennât bi' t-tekrîr.”
    15-“el-İfâdetü’l-hatîra fî bahsi nisbeti süb‘u ‘ard şaîrâ.”
    16-“et-Ta‘lîku’l-acîb li halli hâşiyeti’l-celâli'd-devvânî li mantıki't-tehzîb.”
    17-“Tekmiletü hâşiyeti’l-vâlidi'l-merhûm ‘ala'n-nefîsî şerhi’l-mûcez.” Tıp konusunda.
    18-“Hâşiye ‘alâ şerhi Mullâ Celaluddîn ed-Devvânî li kitâbi Tehzîbi’l-mantık.”
    19-“Hâşiye ‘alâ şerhi Mîr Zâhid -Muhammed Zâhid el-Herevî- li kitâbi Tehzîbi’l-mantık.” Bir önceki gibi.
    20-Abdullah el-Yezdî’nin “Hâşiye ‘alâ Şerhi Tehzîbi’l-mantık”.
    Munazara alanında yazdıklarım:
    21-“el-Hediyyetü’l-muhtâriyye şerhu'r-Risâleti’l-‘Adudiyye.”
    22-“Hâşiye ‘alâ şerhi-ş-Şerîfiyye”, “er-Reşîdiyye.” adı ile meşhurdur .
    Târih alanında yazdıklarım:
    23-“Hasretü’l-‘âlem bi vefâti merci‘i’l-‘âlem” Rahmetli babamın hayat hikayesidir.
    24-“el-Fevâîdü’l-behiyye fî terâcîmi’l-Hanefiyye.”
    25-“et-Ta‘lîkâtü's-seniyye ‘ale’l-Fevâidi'l-behiyye.”
    26-“Mukaddimetü’l-Hidâye.”
    27-Ve “Müzeyyiletü'd-dirâye” ile adlandırılan ilave notlarıdır.
    28-“Mukaddimetü'l-Câmi‘i's-sağîr”,“en-Nâfi‘u’l-kebîr” ile adlandırılmıştır.
    29-“Mukaddimetü's-Si‘âye.”
    30-“Mukaddimetü't-Ta‘lîki’l-mümecced.”
    31-“Mukaddimetü ‘Umdeti-r-ri‘âye.” Bu son iki mûkaddime kitapta yer almasına rağmen, başka kitaplara benzemesinden dolayı ayrı ayrı zikredilmiştir.
    32-“Hayru'l-‘amel bi zikri terâcimi ‘ulemâi Ferenkî Mahal.”
    33-“en-Nasîbu’l-evfer fî terâcimi ‘ulemâi’l-mieti's-sâlisete ‘aşar.”
    34- Başka bir risâle de “Terâcimu's-sâbikîn min ‘ulemâi’l-Hind”, Bu üç gurubun hepsi “İnbâu’l-hûllân bi-inbâ’i-΄ulamâ’i Hindistan” ile adladırılmıştır. Şimdiye kadar da tamamlanmamıştır.
    35-“İbrâzü’l-ğayy fî şifâi’l-‘iyy.”
    36-“Tezkîretü'-r-râşid bi reddi tebsırati'n-nâkid.”
    37-“Tarbu’l-emâsîl bi terâcimi'l-efâdil.”
    38-“Risâle fi-r-rüa'l-menâmiyyeti'l-leti vaka‘at lî.”
    Fıkıh, Siyer, hadis ve başka alanında yazdıklarım:
    39-“el-Kavlü’l-eşref fi'l-fethi ‘ani'l-mushaf.”
    40-“el-Kavlü’l-menşûr fî hilâli hayri'ş-şuhûr.”
    41-“el-Kavlü’l-mensûr” ile adlandırılmış olan yorumu.
    42-“Zecru erbâbi'r-reyyân ‘an şurbi'd-duhân.” Bunu başka risalenin bir bölümü haline getirip aşağıdaki şekilde adlandırılarak.
    43-“Tervîhu’l-cinân bi teşrîhi hükmi'd-duhân.”
    44-“el-İnsâf fî hukmi’l-i‘tikâf.”
    45-“el-İfsâh ‘an hukmi şehâdeti'-l-mer'eti fi'r-rıdâ‘.”
    46-“Tuhfetü't-talebe fî hukmi mesh’i-r-rakabe.”
    47-“Tuhfetü’t-tekmile” ile adlandırılmış olan yorumu.
    48-“Sibâhatü’l-fikr fi'l-cehri bi'z-zikr.”
    49-“İhkâmü’l-kantara fî ahkâmi’l-besmele.”
    50-“Ğâyetü’l-mekâl fîmâ yete‘allaku bi'n-ni‘âl.”
    51-“Zaferu’l-enfâl” e ta΄lik.
    52-“el-Heyhese bi nakdi’l-vudû' bi'l-kahkaha.”
    53-“Hayru’l-haber bi ezâni hayri’l-beşer.”
    54-“Ref‘u's-sitr ‘an keyfiyyeti idhâli'l-meyyit ve tevcîhihî ile’l-kibleti fi'l-kabr.”
    55-“Vukûtü’l-muğtezîn bi fethi’l-muktedîn.”
    56-“İfâdetü’l-hayr fi'l-istiyâki bi sivâki’l-ğayr.”
    57-“et-Tahkîku’l-‘acîb fi't-tesvîb.”
    58-“el-Kelâmu’l-celîl fîmâ yete‘alleku bi'l-mendil.”
    59-“Tuhfetü’l-ahyâr fî ihyâi sünneti seyyidi'l-ebrâr.”
    60-“Nuhbetü’l-endâr” yorumu.
    61-“İkâmetü’l-hucce ‘alâ enne'l-iksâra fi't-te‘abbud leyse bi bid‘a.”
    62-“el-Kelâmü'l-mubrem fî nakdi’l-kavli’l-muhakkiki'l-muhkem.”
    63-“el-Kelâmü’l-mebrûr fî reddi'l-kavli’l-Mansûr.”
    64-“es-Sa‘yi'l-meşkûr fî reddi'l-mezhebi'l-me'sûr.” Bu son üç kitabı “Men hacce ve lem yezur kabre'n-Nebiyy” adlı kitaba ve dünyâ alimlerine iftirâ atanlara cevaben yazılmıştır.
    65-“Dâfi‘u’l-vesvâs fî eseri ibni ‘Abbâs.”
    66-“Hidâyetü’l-mu‘tedîn fî fethi'l-muktedîn.”
    67-“el-Âyâtü’l-beyyinât ‘alâ vucûdi’l-enbîyâ fi't-tabakât.” Bu sondan altı kitâp Hint dilinde yazılmıştır.
    68-“Hâşiyetü Şerhi’l-Vikâyeti's-suğrâ.” Bu da “Hüsnü’l-velâye bi halli Şerhi'l-Vikâye” adı ile adlandırılmıştır. Bu kitabı rahmetli babamdan ders gördüğüm esnada yazmıştım. Ve bu Şerhu’l-Vîkâye’nin eski haşiyesidir.
    69-“‘Umdetü'r-ri‘âye fî halli Şerhi’l-Vikâye.” Bu da üçüncü haşiyesidir.
    70-“el-Hâşiyetü’l-kubrâ li Şerhi’l-Vikâye.” Bu da üzerinde çalıştığımız “es-Si‘âye” adlı kitaptır ve bu kitap, kitaplarımın en önemlilerindendir. Bu kitapta detaylı olarak hükümleri delilleriyle ispat etmeye bağlı kaldım ve her konuda çeşitli mezheplerin dayanak aldıkları hadisleri zikrettim. Bir de bu meseleleri, aralarında tercihler yaparak cevap verilmesi gerekenlere cevap vererek, reddedilmesi gerekenlere reddiye yazarak anlattım, ayrıca makama uygun feri meseleleri de zikrettim. Şimdiye kadar ezân bölümünden cemaat faslına kadar, tahâret bölümünden de teyemmüm faslına kadar açıkladım. Kitap bölümleri yüze kadar ulaştı. Allah’tan, başlamamda yardımcı olduğu gibi, bitirmemde de kolaylık göstermesini dilerim (Kitap henüz bitmedi).
    71-“et-Ta‘lîku’l-mümecced ‘alâ Muvattai'l-İmâm Muhammed.”
    72-Cem‘u’l-ğurar fi'r-reddi ‘alâ Nesri'd-dürer.” Bu çalışmam, babamın ayın yarılması ile ilgili olan araştırmasına “Dihli eşrâflârından birinin yazdığı” bir reddiyeye cevap yazılmış ve “Nuzmu'd-dürer” olarak adlandırılmıştır.
    73-“Tuhfetü'n-nübelâ fî mâ yete‘allaku bi cemâ‘ati'n-nisâ.”
    74-“el-Felekü'd-devvâr fî rü'yeti'l-hilâl bi'n-nehâr.”
    75-“Zecrü'n-nâs ‘alâ inkâri eseri İbni‘Abbâs.”
    76-“el-Fulkü'l-meşhûn fî intifâ‘i'l-mürtehen bi'l-merhûn.”
    77-“el-Ecvibetü'l-fâdîle li'l-es'ileti'l-aşarati'l-kâmile.”
    78-“İmâmü’l-kelâm fîmâ yete‘allaku bi'l-kırâe halfe’l-imâm.”
    79-Ve hâşîyelerinden “Ğaysu’l-ğamâm ‘alâ havâşî imâmi’l-kelâm.”
    80-“Tedvîru’l-felek fî husûli’l-cemâ‘ati bi’l-cinni ve'l-melek.”
    81-“Nüzhetü’l-fikr fî sübhati’z-zikr.” Ve bu “Hediyyetü’l-ebrâr fî sübhati’l-ezkâr”ile adlandırılmıştır.
    82-“en-Nefha bi tahşiyeti'n-Nüzhe.” olarak adlandırılmış olan ta΄liki.
    83-“Âkâmu'n-nefâîs fî edâi'l-ezkâr.” Farsça yazılmıştır.
    84-“Nef‘u'l-müftî ve's-sâilü bi cem‘i müteferrikâti'l-mesâil.”
    85-“Mecmu‘atü’l-fetâvâ.” Üç büyük ciltten oluşuyor.
    86-“Hâşîye ‘alâ şerhi's-Seyyid-el-Cürcânî li's-Sirâcîyye fi'l-ferâiz.”
    87-“Red‘u’l-ihvân ‘an muhdesât âhiri cum‘ati Ramadân.”
    88-“el-Kavlül-câzim fî sukuti'l-haddi bi'n-nikâhi’l-mahârim.”
    89-Yukarıdaki eserin ta΄liki.
    90-“el-Letâifu’l-müstahsene” adlı "Mecmu‘tü hutabi's-sene ve'l-a‘yâd".
    91-“Hâşiye ‘ale’l-Hidâye.”
    92-“Zafaru’l-emanî fî şerhi'l-Muhtasari'l-mensûb li’l-Curcânî fi'l-mustalah.”
    93-“el-Asâru'l-merfû‘a fi'l-ahbâri'l-mevdû‘a.”
    94-“er-Ref‘u ve't-tekmîl fi'l-cerhi ve-t-ta‘dîl.”
    95-“Ta‘lîk ‘ale'l-Câmi‘is-sağîr.”
    96-“Şerhu sülâsiyyâti'l-Buhârî.”
    97-“Derku’l-meârib fî şe'ni Ebî Talib.” Henüz tamamlanmamıştır
    98-“Tuhfetü’l-emcâd bi zikri hayri’l-a‘dâd.” Henüz tamamlanmamıştır.
    Bunlar şimdiye kadar yazılan ve çoğu basılmış olan kitaplarımdır. Ve inşaallah, diğerleri de basılacaktır.
    Gerek yayımlanmamış, gerekse bitirilmemiş çeşitli ta΄lik ve kitaplarıma gelince, onların sayısı çoktur. Tamamlanmışların bitmesi için çalışıyorum. Allah’ın bana başlamamda olduğu gibi, bitirmemde de yardımcı olmasını dilerim.
    99-“el-Me‘ârif bimâ fî havâşî Şerhi'l-Mevâkif.”
    100-“Def‘u’l-kelâl ‘an tullâbi Ta‘lîkâti’l-kemâl ‘ale'l-Hevâşi'z-zâhidiyyeti'l-müte‘allika bi Şerhi't-Tehzib li'l-celâl.”
    101-“Ta‘lîku’l-hamâil ‘alâ Havâşi'z-zâhid ‘alâ Şerhi’l-Heyâkil.”
    102-“Hâşiyetü Bedî‘i'-l-mîzân.”
    103-“Tuhfetü's-sikât fî tefâdulu'l-luğât” isimli "Tafdîli'l-luğât ba‘duhâ ‘alâ ba‘d" risalesi.
    104-“Tabsirâtü’l-besâir fî ma‘rifeti’l-evâhir” adlı risale.
    105-“Terâcumi fudalâi’l-Hind” adlı risale.
    106-“el-Ehadîsu’l-muştehira” adlı risale.
    107-“ez-Zecr ‘ani’l-gıybe” adlı risale.


+ الرد على الموضوع

الأعضاء الذين شاهدوا هذا الموضوع : 0

You do not have permission to view the list of names.

لا يوجد أعضاء لوضعهم في القائمة في هذا الوقت.

المفضلات

المفضلات

ضوابط المشاركة

  • لا تستطيع إضافة مواضيع جديدة
  • لا تستطيع الرد على المواضيع
  • لا تستطيع إرفاق ملفات
  • لا تستطيع تعديل مشاركاتك
  •