هَاتِي مَا أَرَاقَ دَمِي
شعر: منى حسن الحاج
ترجمة: مجاهد طرغوت
بَيْتٌ مِنْ الحُـزْنِ يَبْنِيِنِـي فَأشْتَعِـلُ
وَأُرْسِلُ الآه فِي آثَارِ مَـنْ رَحَلُـوا
أَلُوبُ فِي حِيِرَةِ لا يَرْتَـوي ظَمَـأي
وَلايُفَارِقُنِي فِـي وحْدَتِـي الوَجَـلُ
لا النورُ يُشرِْقُ فِي مَا غَامَ مِنْ مُدُنِي
وَلا يُطِـلُ عَلَـى أَوْطَانِـيَ الأَمَـلُ
ضاقت علي بحـورٌ كُُنـتُ آلفهـا
وطوّفتني علـى شُطآنهـا الجُمَـلُ
وَنَازَعَتْنِي إِلَى مَا فِيِهِ سِـرُّ دَمِـي
وَمَا إِلَيْـهِ مَصِيـرُ السِـرِ مُنتَقِـلُ
طَيْـفُ البَـرَاءةِ يُغْرِينـي تَمَـرُّدُهُ
عَنْ كُلِّ مَا بِغِبَـارِ النَفْـسِ يَتَّصِـلُ
وَسَاحِرُ الحَـرْفِ يُغْوِيِنِـي تَوَتُـرُهُ
كَيْمَـا أُخلِّصَـهُ إِنْ مَسَّـهُ كَـلَـلُ
لَكِنَّ صَبْرِيَ لا يَقْوَى عَلَـى وَجَعِـي
إِذْ أَنْهَكَتْهُ صُرُوفُ الدَهْـرِ وَالهُـوَلُ
والغُبْن يَسْكـنُ قَلْبًـا مـلَّ عاذلـهُ
وطُهْرُهُ بِصُنُـوُفِ المَـاءِ مُنْخَـذِلُ!
واللامُ والمِيِمُ خَاضَا بَحْـرَ أَسْئِلَتِـي
وَلاجَوَابَ لِمَا فِـي النَفْـسِ يَعْتَمِـلُ
وَالصَبْرُ مُرٌ وَلَسْـتُ اليَـوْمَ أَمْلُكُـهُ
وَلَسَتُ أَمْلُكُ حِبْرِي حِيِـنَ يَشْتَعِـلُ
وَأَنْهُرُ البَوْحِ فَاضَتْ فِي السُطُوُرِ بِمَا
ضَاقَ الفَضَاءُ بِهِ وَالسَهْلُ وَالجَبَـلُ
وَسِكَةُ العُمْـرِ قَفْـرٌ لابَ سَالِكُهَـا
حَوْلَ السَرَابِ دُهورًا وَهوَ لا يَصِـلُ
يا رَبَّةَ الشِعْرِ هَاتِي مَا أَرَاقَ دَمِـي
وأَهْرِقِيِـهِ بِكَـأْسٍ مَزْجُهَـا علـلُ
وَنَاوِلِيِنِـي جَنَـاهَـا إِنَّ قَافِيَـتِـي
غَابَ السُرُوُرُ بِهَا, وَالمُشْتَكَى جَلَـلُ
لاشَئَ يَرْقَعُ فَتْقَ الجُرْحِ فِـي لُغَتِـي
لمَّا يمزقهـا فـي سَطْرِهَـا المَلَـلُ
فَلا رُجُوعَ لِمَا قَدْ غَابَ مِنْ صُـوَرٍ
مَرَّتْ عَلَى عَجَلٍ وَاسْتَأْنَـسَ الطَلَـلُ
وَلَنْ أَعُودَ بَرِيِئًـا طَالَمَـا اقْتَرَفَـتْ
ذُنُوبُ شِعْرِيَ مَا ذَابَتْ لَـهُ المُقَـلُ
__________________
KANIMI AKITAN ŞEYİ GETİR
Şiir: Mine Hasen EL-HAC
Türkçesi: Mücahit TURGUT
Beni hüzünden oluşturan bir ev var, tutuşuyorum
Göçüp gidenlerin izlerine ahlar gönderiyorum
Şaşkın şaşkın dolanıyorum, susuzluğum dinmiyor
Korku da yalnızlığımdan ayrılmıyor
Bulut tutmuş şehirlerimi ne bir nur aydınlatıyor
Nede bir ümit yurdumun üstüne doğuyor
Yakınlık gösterdiğim denizler daraldı bana
Kıyılarında cümleler dolandı etrafımda
Kanımın sırrıyla çekiştiler benimle
Ve bu sırrın varacağı nihayetle
Suçsuzluk hayalinin dürtüyor beni inadı
Bu cana tutunacak her toza karşı
Kelime büyüsünün saptırıyor beni gerginliği
Korumak için büyüsünü, görülürse bitkinliği
Ne var ki artık sabrım ağrıma dayanamıyor
Bitkin düşürdü onu zamandan afetler ve korkular
Aldatı yer almış kalpte, kınayanı usanmış
Türlü türlü sularla temizliği yenik kalmış
Neden’ler dalmış sorularımın deryasına
Ölçülü bir yanıtlamada yoktur ki bu canda
Bu gün sahip olamadığım sabır acıdır
Tutuştuğunda sahip olamadığım ise mürekkeptir
İtiraf ırmakları satırları aşmış ve taşmış
Gök dar gelmişken ona, ova ve dağda dar gelmiş
Ömür yolu çoraktır yolcusu dolanırda dolanır
Bir serap etrafında yıllarca, ulaşması nafiledir
Ey şiirin ilham kaynağı kanımı akıtan şeyi getir
Akıt kanımı, akıtırken de kadeh üstüne kadeh kaldır
Mahsulünü ver bana kadehin, zira kafiyemin
Neşesi yitik, şikâyeti büyüktür kafiyemin
Yaranın patlağını yamayacak yoktur benim dilimde
Mecalsizlik parçalamışsa dili kendi dizelerinde
Kaybolan resimlerin dönüşü olmayacaktır
Hızlıca gelip geçtiyse, kalıntıya alışıldıysa
Benim masum olarak dönmem olmayacaktır
Şiirimin günahları gözlerin eridiği şeyleri işliyorsa
__________________
المفضلات